Tavsiye Ediyorum Sayfam

31 Ocak 2019 Perşembe

Sevmek için Yürek, 
Sürdürmek için Emek gerekir. 

Cimri zengin; dünyada fakir gibi yaşar, ahirette ise zengin gibi hesap verir. 

Yorgun kafanın; ne düşüncesinde bereket, ne de görüşünde isabet vardır. 

"Dua, kapı çalmaktır. 
Sonrasına karışmak, haddi aşmaktır

Kusur bulmak için bakma birine...
Bulmak için bakarsan... bulursun! 
Kusuru örtmeyi marifet edin; 
işte o zaman "Kusursuz" olursun. 

İyi insan mutluluk, 
Kötü insan tecrübe, 
Yanlış insan ders, 
Mükemmel insan iz bırakır. 

Ne Sadaka, 
Ne verdiğin yemekler; 
Başa kakarsan eğer, 
Boşa çıkar tüm emekler... 

Güzel bir gülü, 
Güzel bir geceyi, 
Güzel bir dostu, 
Herkes ister. 
Önemli olan 
Gülü dikeniyle, 
Geceyi gizemiyle 
Dostu tüm derdiyle
Sevebilmektir... 

Mevlana der ki: 
"Bitkinin güzelliği tohumda, 
İnsanın güzelliği ise kalbinde gizlidir". 

Dostun attığı taş, 
Baş yarmaz. 
Sefada da, 
Cefada da dostuyla beraber olur. 
Sefalı günlerde arka-daş, 
Belalı günlerde ön-daş olur. 

Allah'ın verdiği de, vermediği de imtihandır. 

Toprak, boyunun ölçüsünü almadan; 
Seccadeye boyunun ölçüsünü Ver! 
Seslenen Hoca Olabilir, 
Ama Çağıran ALLAH c.c." 

Bir anlık bir sabır, 
büyük bir felaketi önler. 
Bir anlık bir sabırsızlık 
bütün bir hayatı yıkar. 

Ağladığımızda güldüren,
yanlış yaptığımızda doğruları gösteren biri olmalı İnsanın hayatında. 

Mutlu olmayı yarına bırakmak, 
Karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemeye benzer.. 
Nehir asla durmaz! 

Cömertlik çok vermekle değil,
zamanında vermekle ölçülür... 

Herhangi bir sorunu çözmek istiyorsanız şu üç soruyu kendinize sorun: 
Ne yapabilirim? 
Ne okuyabilirim? 
Kime sorabilirim?

Sesini değil, sözünü yükselt... 
Zambaklar yağmurlarla büyür, 
gök gürültüleriyle değil...! 

Düşünmeden konuşmak, 
nişan almadan ateş etmektir. 

Kendinizi geliştirmek için öyle çaba harcayın ki... başkalarını tenkit etmeye zamanınız kalmasın...! 

Herkes insanlığın kötüye gittiğini kabul eder de, Kimse kendisinin kötüye gittiğini kabul etmez...               
  (Şems-i Tebrizi)


ALINTIDIR

21 Ocak 2019 Pazartesi

Panik atak esnasında yapılabilecekler

Merhaba,nevrotik bozukluklar içerisinde en çok işlev bozanlardan biri de Panik Bozukluk,ortada herhangi bir tehlike yokken aniden dehşet,endişe,korku belirtilerinin görüldüğü bu hastalıkla birçok insan için istenmeyen durum olabilmektedir.Belki siz de yaşıyorsunuz fakat ne iyi ki çözümsüz değil.

Anksiyolitik ve antidepresan ilaç tedavisi,psikoterapi yönteminin yanı sıra atak anında kullanabileceğiniz bazı taktikler de mevcut,bu yazımda sizlere biraz onlardan bahsetmek istiyorum

1-) Otur ve birçok kez,yavaş yavaş,derin derin soluk alıp ver.En az dört saniye süreyle burnundan nefes al ve yine en az dört saniye süreyle,sanki ıslık çalıyormuş gibi dudaklarını büzerek soluk ver.Bilinçli olarak kaslarını gevşetmeye çalışıyormuşsun gibi,bunu birkaç dakika süreyle yap
2-) Bütün duyularını kullanarak gevşetici bir sahneyi gözünün önüne getir.Sonra kendini de bu sahneye getir.(deniz kıyısı veya rahatlatıcı ortam olabilir)
3-) Benzer bir durumda üstesinden geldiğin,kendini başarılı olarak kabul ettiğin yada olayların denetiminde olduğu bir zamanı anımsa.O zaman yaşadığın duyguları yeniden kazan
4-) "Nöbeti sonlandırmak"için parmaklarını şıklat ve sana,hemen ortaya çıkıverecekmiş gibi gelen,olası kötü olaylarla ilgili olan,olumsuz düşüncelerine bir ara ver.Çevrendeki somut nesneler üzerine odaklan,gördüğün her nesnenin ayrıntıları üzerinde durma oyununu oyna 
5-) Paniğinin sana bir zarar veremeyeceğini,tehlikeli olmadığını ve senin çıldırmış olduğun anlamına gelmeyeceğinin ayrımında olarak,kaygılı düşüncelerinin uçup gitmesini sağla
6-) Güvendiğim bir kişi,sana inanan herhangi bir kişi ve senin iyi olmanı isteyen herhangi birini gözünün önüne getir.Şimdi bu kişinin seninle birlikte olduğunu ve seni yüreklendirdiğini hayal et
7-) Unutma,panik yanınıza gerekmediği bir sırada ortaya çıkan vücudunun doğal bir düzeneği.Kendi kendine şöyle söyle:"bu yanlış bir uyaran,bir hata!ortada bir tehlike yok."
8-)Kendine bir zaman tanı ve yavaşla.Soluk alıp verme hızını yavaşlat,koşuşturan düşüncelerini yavaşlat.Bütün vücudunu tepeden tırnağa yavaşlat daha sonra yavaş yavaş önceki etkinliklerine yerinden başla
9-)Panikin ilk bulguları ortaya çıkmadan önce ne hissettiğini kendi kendine sor.Şimdi bu duyguları gerçekten yaşamaya çalış.Bu duygular acı veren duygular olabilir,ancak bunların ayrımına varmak sanki panikinin "paketlenmesi" anlamına gelir
10-)Şöyle bir esne ve tepeden tırnağa vücudunu ger.Şimdi bir sakızı yavaş yavaş çiğne
11-)Zihnini yapacağın bir işle meşgul et:karmaşık bir iş testi tasarısına düşünmeye başla,ilginç bir radyo programını dinle,telefonla bir arkadaşını ara.Zihnini vücudundan çok çevrede olup bitenler üzerinde,gelecekte olacaklardan çok o sırada olanlar üzerinde odaklan.
12-) Panikin seni alt edemeyeceği  üzerine and iç
13-) Gidebileceğin bir yer varsa bir gezinti yap konuşabileceğim insanlar varsa onlardan biriyle konuş daha iyisi her ikisinide yap 😀
14-)20'den geriye doğru say.Her sayıda sevdiğin bir kişinin değişik bir görüntüsünü gözünün önüne getir,seni sevindiren bir şeyi,seni sakinleştiren bir şeyi gözünün önüne getir.Bu görüntüler geçmişten anımsadığın bir takım görüntülerin olabileceği gibi;yalnızca hayal ettiğin bir takım görüntülerde olabilir
15-) İnançlarına uygun olarak söyleyeceğin bir takım sözlerle yada deyişlerle sakinleşmeye çalış(dua,temenni vs)
16-) Bir panik atağının her zaman,ama her zaman SONLANDIĞINI kendi kendine hatırlat!*

KAYNAKÇA:
Köroğlu,E.Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler.2011,Ankara

16 Ocak 2019 Çarşamba

3 TEMEL EBEVEYN HATALI TUTUM VE DAVRANIŞLARI

Her anne-baba çocuğunun okul yaşamında daha başarılı olmasını,arkadaşlarıyla ve sosyal çevresiyle uyumlu olmasını ve başarısını sürdürmesini istemektedir.Zaman zaman bununla ilgili telkin ve tavsiyelerde bulunmaktadır.Fakat hatalı tutum ve davranışlar bazen olumlu yerine olumsuz etkiler de gösterebilir.Bunu 3 temel maddeyle ele alacak olursak:

1-) Çocuğa ders konusunda aşırı baskı ve akranlarıyla kıyaslama

Başarılı kariyer elde etmek ve donanımlı bir okulda okumak için milyonlarca öğrenci lise ve üniversite giriş sınavlarına hazırlanmakta sınavlar,denemeler ile arkadaşlarıyla rekabet ortamına girmektedir.

Öğrencinin derslerinde başarılı olması ve sınıfın ortalamasından yüksek puanlar  ebeveynler tarafından elbet istenilen bir durumdur fakat çocuğa yapılan aşırı baskı ve akranlarıyla kıyaslama zamanla çocuğunuzun özgüveninde azalmaya neden olmaktadır.

Yapmış olduğum yüksek lisans tez çalışmamda ebeveynlerinin baskı ve aşırı disiplin uyguladığı çocuk ve ergenlerde anksiyete,depresyon,sosyal içe dönüklük gibi istenmeyen duygusal bozuklukların yanı sıra sosyal sorunlar,düşünce sorunları,kurallara karşı gelme davranışı,saldırgan davranışlar gibi davranışsal bozukluklar arasında pozitif ilişki bulundu.*

Ayrıca bu durum  çocukta ‘yetersizlik’ şemasının gelişmesine ve yetişkinlik döneminde sosyal,duygusal ve mesleki yönden özgüvensizliğe neden olabilmektedir.

Çocuğun ilerlemek için referansı diğer arkadaşının başarısı değil kendinin daha önceki durumu ve genel başarı ortalamasının üstü olmalıdır.

Çocuğa ‘git odana ödevlerini bitir’ ‘ödevlerini bitirmezsen tv izleyemezsin’ gibi ifadelerle ödevini yapmasını hatırlatmak çocuğun ödeve derslerinde başarısını pekiştirecek öğrenmeye yardımcı faaliyet yerine cezalandırma aracı olarak atfettiği anlamı değiştireceğinden dolayı olumsuz yönde etkilenmesine neden olabilir.Çocuğa ödev yapmanın okul başarısı için gerekli olduğu,zorlandığı konular varsa öğretmenine ifade edebileceği bunun kendisinin bir sorumluluğu olduğu uygun dille ifade edilmelidir.

2-) Çocuğu korkutmak ve tehdit etmek

Bazen çocuklar yaramazlık yaptıklarında,uslu durmadıklarında anne-babalar tehdit yoluna gitmektedirler.

-Yaramazlık yaparsan doktor amca sana iğne yapar.

-Uslu durmazsan seni polise veririm.

-Yemeğini yemezsen pilavlar arkandan ağlar.

...gibi cümleler çocukta belki geçici olarak işe yarar gibi görünebilir fakat çocukta varsayımsal ve değişkenlerle düşünmeye başladığı,kavramlarla algılayabilme,sentezler ve çıkarımlar yapabildiği soyut işlemsel dönem (11 yaş ve sonrasında yani ergenlik dönemi ile başlayan evre)** henüz gelişmemiş çocuklar gerçek ile hayali ayırt etmekte zorlanacabileceğinden gerçekten de doktorlara,polislere ve diğer üniformalı personele karşı kötü imaj algısı oluşabilmektedir.Bu durum ileride ergenlik ve yetişkinlik hayatında çeşitli fobilerin (iğne fobisi,üniformalı kişilere karşı korku hissetme vs) gelişmesine neden olabilmektedir.

3-) Çocuğu cep telefonu/tablet ile aşırı ilgilenmesini sağlamak

Günümüz dünyasında biz yetişkinler dahil akıllı telefonların,tabletlerin maalesef bağımlısı olmuş durumdayız,canımız sıkıldığında elimize telefonu alıyoruz,paylaşım yaptıkça ve beğeni aldıkça mutlu oluyoruz.Teknoloji günlük yaşamımızda pratiklik sağlamasının yanı sıra aşırı kullanımı ise birçok zararı getirmektedir.Hatta internet bağımlılığı olarak yeni bir bağımlılık çeşidi literatüre girmiştir.

Birçok ebeveyn telefon ve tableti yemek yememe istediğinde veya yaramazlık yaptığında çocuğu susturma aracı olarak kullanmaktadır.Çocuk Youtube'dan açtığı videodaki hayal dünyasında gezinirken ebeveynler rahatça işlerini görmektedirler fakat bu durum çocuğun zihinsel gelişimini olumsuz etkilemektedir.

Michigan Üniversitesi bünyesindeki bilim insanları, araştırmaya dahil olan çocukların MRI filmini çekmiş ve 2 saatten fazla zaman geçiren çocukların beyin zarının inceldiği gözlemlemiştir. Bununla birlikte çocuklarının konuşma becerilerinde ve muhakeme yeteneklerinde ciddi oranda düşüş gözlendiği belirtilmiştir.***

Ayrıca 2012 yılında internet ve sanal oyunlara ilişkin Lin & Zhou tarafından yapılan bir çalışmada internet bağımlılığının beynin duygu işleme, karar verme, dikkat ve dürtü kontrolünden sorumlu bölgesinde yapısal ve işlevsel değişimlere yol açtığı bulunmuştur.(akt.Gündoğ,D)****

Teknoloji çağındayız tabletlerden ve bilgisayardan eğitim,iletişim,bilgi alma amaçlı kullanımında sorun olmasa da internet/oyun bağımlılığı,zararlı içerikler gibi konularda ebeveynler kontrolü ele almalı,hangi sitelerde gezindiğini,kaç saat geçirdiğini,okul başarısı ve sosyal hayatını engelleyip engellemediği konularında dikkatli olmaları gerekir.

Herkese mutlu günler dilerim
E.Cem Engin
Uzman Klinik Psikolog
16.01.2019

Kaynakça:
*Engin,E.C.Bir Aile Hekimliği Bölgesinde Kayıtlı 6-18 Yaş Arası Çocuk ve Ergenlerde Görülen Davranış ve Uyum Problemlerinin;Bu Çocuk ve Ergenlerin Ailelerinin Demografik Özellikleri,Tutum ve Davranışlarıyla Olan İlişkisinin İncelenmesi,2015,İstanbul
**https://hthayat.haberturk.com/blog/haber/1057815-bazi-derslerde-zorlaniyorsa-belki-de-henuz-soyut-dusunemiyordur
***https://www.webtekno.com/bilim-insanlari-ekrana-uzun-sure-bakmak-beyin-zarini-inceltiyor-h60171.html

****http://duygugundog.com/TR/Content/-7642569892.htm

SAKATLIK PSİKOLOJİSİ

Spor dünyasında sakatlanma ve yaralanma maalesef sıkça rastlanılan bir durumdur.Gerek müsabakaların sert ve yoğun olması gerekse yarışm...