Yaşamımızda
birçok düşünce aklımızdan geçmektedir.’’Acaba sınavda doğru mu işaretledim? Evden
çıkarken ütüyü açık mı bıraktım? ... Sağlıklı birey bu düşünceler aklına gelse
de takılmaz ve günlük yaşamına devam eder.Takıntılı birey,bu düşüncelerin
abartılı ve çarpık olduğunu bilirler ancak kaygılanmaya karşı koyamazlar ve
bunun uğruna işten,okuldan geri kalmayı göze alarak eve tekrar dönüp prizleri
kontrol eder veya sınavda verdikleri yanıtları tekrar tekrar gözden geçirir.
Obsesif Kompulsif bozukluk (OKB) kişinin sosyal ve mesleki işlevlerinde belirgin bozulmaya yol açan, rahatsız edici, benliğe yabancı, yineleyici ve bunaltı oluşturan düşünceler (obsesyon) ve bunaltıyı gidermek için yapılan yineleyici davranış ya da zihinsel eylemlerle (kompulsiyon) tanımlanan bir psikiyatrik bozukluktur. (Amerikan Psikiyatri Birliği 1994)Takıntılar
birden aklımıza gelen,benliğimize aykırı ve bizde rahatsızlık ve
anksiyete(kaygı) uyandıran olumsuz düşünce,imge veya dürtülerdir.Kaygı bozukluklarının bir çeşitidir.Bu düşüncelere davetsiz
misafirler diyebiliriz.
OKB,büyük
üçlü denilen depresyon,madde kötüye kullanımı ve kaygıdan sonra dördüncü en
yaygın ruh sağlığı bozukluğudur.Dünya Sağlık Örgütü,OKB’nin en çok yeti kaybına
yol açan onuncu rahatsızlık olduğunu söylüyor.Yaşam kalitesi üzerindeki olumsuz
etkisinin diyabetten daha ağır olduğu değerlendiriliyor.Oysa OKB’si olan
insanlar yardım almak için ortalama on sene bekliyorlar. (Adam,2018)
Takıntılar
3 şekilde kendini gösterirler:
·
Zihinden
geçen kelimeler.Bir kuşku içerir, örneğin:
“Ya ocağı kapatmadıysam? ”, “Ütüyü fişten
çekmediysem?”
·
Zihinsel
görüntüler, zihnimizde beliren bir resim gibi
Trafikte
çalan bir sirenin bireyin aklına kaza anını getirmesi gibi.
·
Dürtüler,
ya da bir şeyi yapmak için ani şiddetli arzu.
(Purdon,2014)
Birey aynı zamanda bu
düşüncelerin verdiği rahatsızlıktan kurtulmak için belli başlı tekrarlayan
ritüeller uygular, örneğin ellerini 20 kere yıkamak,içinden dua okumak veya
tövbe etmek,bazı kelimeleri tekrarlamak,abartılı şekilde temizlik yapmak
gibi.Bu tekrarlayan davranışlara ise zorlantı(kompülsiyon) adı verilmektedir.
Takıntıları bozuk plağa benzetebiliriz.
Yaşamımız sürüp giderken aklımızın bir köşesinde takılır durur ve olağan akışı
yavaşlatır.Bir başka metafor olarak da cep telefonlarımız veya
tabletlerimizdeki arka planda çalışan uygulamalara da benzetebiliriz,herhangi
bir aktif görevi yoktur fakat cihazımızın şarj ve hızını yavaşlattığı gibi
beynimizin düşünce,muhakeme hızını yavaşlatarak enerjimizi tüketmektedir.
Takıntıların birçok çeşidi bulunmaktadır,bazı
takıntı türlerindeki iç seslere örnek olarak;
Bulaş/temizlik tipi :
-Acaba
üzerime mikrop bulaşır mı?
-Acaba
yemek hazırlarken sebzeleri yeterince yıkadım mı?
Şüphe takıntıları:
-Evden
çıkarken kapıyı kapatmış mıydım? Ütü fişte takılı mı kaldı? Namazı eksik mi
kıldım?
Hastalık takıntıları:
-Acaba
kanser miyim? Hepatit bulaşmış mıdır?
Düzen ve simetri takıntıları:
-Tabaklar
biraz yamuk mu duruyor?Tam paralel olmadı sanki
-Tablo
eğik mi duruyor?
Saldırganlık takıntıları:
-Acaba
kendimi kaybedip arkadaşlarıma saldırır mıyım,döver miyim?
Bunun yanı
sıra cinsel,metafizik,dini takıntılar da bulunmaktadır.
Takıntılı
birey bu tip rahatsız edici düşünceleri bertaraf etmek için de tekrarlayıcı
bazı davranışlar uygular.Bu davranışlara kompülsiyon(zorlantı) adı
verilmektedir.
Bunlara
göz atacak olursak:
Yıkama/temizlik kompülsiyonları:
Ellerini
20 kere üst üste yıkama,banyoda uzun süre vakit geçirme,yemek yaparken tekrar
tekrar sebzeleri yıkama
Kontrol kompülsiyonları:
Yoldan dönüp
kapıyı kapatıp kapatmadığını kontrol etme, evden çıkmadan prizleri defalarca
kontrol etme
Sayma Kompülsiyonları:
Daire
numaralarını saymak,yoldan geçen arabaları saymak
Biriktirme/istif kompülsiyonları:
Eski dergileri
atamama,dışarıda bulduğu gereksiz eşyaları saklama,çöp ev vakaları
Dua etme kompülsiyonları:
Sürekli aynı
duayı,sureyi,tövbeyi sürekli tekrarlama (Belirli tekrarlanması gereken ibadet
amaçlı olmaksızın)
Simetri ve düzen kompülsiyonları:
Yürürken çizgilere
basamama,tabakları karşılıklı paralel gelecek şekilde dizme,eğik tabloyu
düzeltme
Sorma-anlatma
kompülsiyonları:
Bir daha söyle ne
dedin? Sana şunu anlatmış mıydım?...
Nedenleri:
Okb’nin
gelişiminde 3 tür işlevsel olmayan inanç bulunmaktadır:
1- Abartılı risk ve kişisel sorumluluk
2- Mükemmelliyetçilik ve belirsizliğe
tahammülsüzlük
3- Düşüncelere önem verme ve onları
kontrol etme ihtiyacı
Ayrıca;
bazı kafa travmasından sonra başlayan okb vakaları (McKeon ve ark. 1984),okb’li
hastalarda kontrollerden daha fazla oranda ince nörolojik işaretlerin olması
(Hollander ve ark. 1990),beyin görüntüleme yöntemleri ile hastalıkta orbitofrontal-limbik-bazal
gangliyon disfonksiyonu olduğunun ortaya konması(Saxena ve ark. 1998) okbnin
biyolojik boyunutu da gözler önüne sermektedir.(Eşel,2000)
Tedavisi:
Takıntılarda
sadece psikoterapiyle tedaviye yanıt alınması zordur o yüzden ilaç kullanılması
elzemdir.Genellikle uzun süre yüksek doz antidepresan ilaçlar kullanılmaktadır.
Psikoterapide
ise bilişsel davranışçı terapi ve kabul ve kararlılık terapisi(ACT) etkilidir.Bilişsel
davranışçı terapide sistematik maruz bırakma alıştırmaları ile hasta,takıntılı
olduğu konuya karşı kademeli olarak duyarsızlaştırma çalışmaları yapılmakta ve
ev ödevleri verilmektedir.Ayrıca psikoeğitim verilmekte ve farkındalığı
arttırılmaktadır.
Hastanın
elini kirli bir yüzeye sürmesini isteyip belli sürelerde yıkamaması talep etmek
gibi..
Takıntılı
düşünceler vücudumuza konan sinek gibidirler siz ne kadar kovup uzaklaşmak
isterseniz o kadar size yapışırlar fakat siz ne zaman ilgilenmeyi
bıraktığınızda uzaklaşır giderler.
İlaç
tedavisi ve psikoterapinin yanında hastanın kendi biyolojik durumu hakkında
bilgi edindiği biofeedback ve beyin
dalgalarını değiştirmesine yardımcı olan nörofeedback teknikleri, ayrıca ağır
vakalarda Transmanyetik Uyarım Tedavisi ve Elektrokonvülsif Tedavi gibi seçenekler de kullanılmaktadır.
Kendi
kendine yardım kitapları :
İzleme
önerileri
KAYNAKÇA: