Merhaba sevgili okurlar;
Havalar soğumaya başladı,sonbaharın ortalarına gelmiş bulunmaktayız.Her ne kadar havanın soğuması biraz tadımızı kaçırsa da sararıp düşen yapraklar,zaman zaman çiseleyen yağmur,elimizde kahve bu mevsimin romantik taraflarının da tadını çıkarmaktayız.
Hatta bu ay edebiyat ve yazım dünyamızın birçok şairine de ilham kaynağı olmuştur;
Benim de en sevdiğim şiir:
Fakat dikkat etmemiz gereken bir konu var ki ; bu ay bazı insanlar için hüzün mevsimi olabiliyor.Psikiyatri literatüründe 'Mevsimsel Depresyon' olarak tanımlanan bu bozukluk ; mevsim değişikliklerinin bireyde enerji düzeyinde azalma,iştah ve yeme alışkanlıklarının değişme,uyku süresinde bozulma ve sosyal ilişkilerinin olumsuz yönde etkilenmesi ve bozukluk olarak tanımlanabilir.İlk kez 1987'de Rosental ve arkadaşları tarafından bu şekilde adlandırılmış ve 1987'de DSM tanı sisteminde Mevsimsel depresyon olarak yerini almıştır.
Hastalıkta kış aylarında aşırı yemek yeme, kilo artışı, enerji kaybı ve aşırı uyku görülmektedir. Bu belirtilere SAD'nin başlangıç üçlüsü denilir.Siz de "ben de böyleyim" diyorsanız aman dikkat! Devamında gelen depresif duygudurum, sosyal içe çekilme, anksiyete(kaygı),somatik yakınmalar gibi diğer depresif belirtiler sıklıkla hastalığın daha sonraki dönemlerinde ortaya çıkabilmektedir.(Ercan,2000)
Peki mevsim herkeste aynı etkileri mi oluşturmakta?
Hayır.....Bireyin mevcut depresif duygudurumu,yaşamış olduğu travmatik yaşantıları,ayrılıkları,kayıp gibi etkenlerin mevsimsel depresyona eğilimini arttırabilir.
Peki neden bireyler yaz ve ilkbahar aylarında değil de,sonbahar ve kış aylarında bu etkenlerden daha çok etkilenmektedir? Sonbaharda günlerin kısalmasıyla birlikte gün ışığının azalması nedeniyle bireyin sirkadyen ritminde değişimler olduğu ve bunun bireyin enerji ve ruhsal durumu üzerinde olumsuz etkiler oluşturduğu düşünülmektedir.
Bununla birlikte bireyin mevcut olan depresif duygudurumu,travmatik etki yapan olaylar ve genetik etkenler de mevsimsel depresyonu tetiklemektedir.
Tedavi yöntemlerine gelicek olursak,tıbbi olarak fototerapi(ultraviole b tedavisi) etkili yöntem olarak kullanılmaktadır.Ayrıca ilaç tedavisi,psikoterapi,hipnoterapi yöntemleri de kullanılmaktadır.
NELER YAPILMALI?
Havaların soğumaya başladığı,havanın erken karardığı,melankolik bir mevsim olan sonbaharı sararmış yapraklarla dolu,doğa fotoğrafları çekebileceğimiz,buğulu camlar,çiseleyen yağmur,mevsimin cümbüş ve ahenk dolu renkleri arasında yapacağımız doğa yürüyüşleriyle beynin endorfin hormonu salgılaması ,kendimizi mutlu ve zinde hissetmemizi sağlayacaktır.Kış aylarında ise yeryüzünü bembeyaz yapan kar örtüsü,kayak gibi kış sporları ile şömine karşısında geçireceğimiz romantik bir mevsim olarak düşünebiliriz.
Beslenmemize dikkat edilmeli,özellikle kış aylarında taze meyve sebze tüketmek,alkol ve sigaradan uzak durmak vücudumuzun dengesini bulmaya yardımcı olacaktır.
Uyku düzenine dikkat edilmeli ve yetişkin bir insanın günde ortalama 8 saat uykuya ihtiyacı olduğu bilinmelidir.Yeterli uyku alınmadığında belli başlı depresif duygudurumlar,iş ortamında ve eğitim yaşamında verimsizlik,gerginlik,agresiflik durumları ortaya çıkmaktadır.Müzik,edebiyat,resim,fotoğrafçılık gibi hobiler edinmek hayatınıza bir amaç katıp zenginleştirecektir ve ayrıca sosyal çevre oluşturmanıza yardımcı olacaktır.Araştırmalar düzenli spor ve egzersiz yapmanın ruhsal duyguduruma iyi geldiğini göstermektedir.Ayrıca yoga gibi meditasyon yöntemlerine yönelinmesi ruhsal dengeyi korumak açısından yararlı olacaktır.
KAYNAKLAR
https://www.e-psikiyatri.com/mevsimsel-duygudurum-bozuklugu-35464(e.t:24.11.2018)
E.Cem Engin
Uzm.Klinik Psikolog